EIT Urban Mobility RIS Hub Türkiye konsorsiyum üyeleri Fark Labs, Farplas, Sabancı Üniversitesi ve PWC Türkiye tarafından, 25 Ekim Salı günü “Mobilitenin Dönüşümünde NET ZERO” temasıyla gerçekleştirilen #Connect4Mobility etkinliğinde yatırımcıların, girişimcilerin ve araştırmacıların yanı sıra kamu, özel sektör ve sivil toplum temsilcilerini ağırladı. Bizim de katılarak Instagram üzerinden canlı bloglama yaptığımız etkinlikte, mobilite alanında önemli bilgiler paylaşıldı.
“Net sıfır” emisyon, insan faaliyetleriyle atmosfere saldığımız sera gazının insan faaliyetleriyle tuttuğumuz veya yakaladığımız sera gazı miktarına eşitlenmesi anlamına geliyor. Ancak net sıfır artık bundan daha fazlasını ifade ediyor, iklim değişikliği nedeniyle potansiyel ekonomik kayıpları azaltmak ve önlemekten çok yepyeni bir ekonomik düzenin kurulmasını gerektiriyor. Dünya ülkelerini ve tüm endüstrileri köklü yapısal değişimlere zorluyor.
Küresel ve yerel net sıfır ekonomisi, farklı panellerde teknoloji, kamusal dönüşüm, kurumlar arası işbirliği ve finansman bağlamlarında tartışıldı. Mobilite alanındaki ilham verici başarı hikayeleri katılımcılarla paylaşıldı ve net sıfır ekonomisinin otomotiv endüstrisine etkileri de endüstrinin farklı paydaşları tarafından değerlendirildi.
Fark Labs CEO’su Haluk Akçalı’nın açılış konuşması ve şehirleri yaşanabilir kılmak üzere farklı ülkelerdeki kentsel hareketlilik paydaşlarını bir araya getiren EIT Urban Mobility’nin Direktörü Judith O’Meara’nın sunumuyla devam etti.
Net Zero’da Teknolojinin Önemi
Fark Labs Ankara Direktörü İlknur İlkyaz Gül moderatörlüğünde gerçekleştirilen ilk panelin konuşmacılarından AirCar CEO’su Simon Karataş net sıfır hedefinin bir zorunluluk olduğunu hatırlatarak başladı. Bu zamana kadarki ulaşım inovasyonlarının mevcut yolcu taşıma biçimlerini sıfır emisyona taşımaya odaklandığını ancak bunların yeterli olamayacağını vurguladı. AirCar’ın ise sıfır emisyonlu yeni bir yolcu taşıma biçimi yaratmak üzere çalıştığını, böylece yeni karayollarının yapılmasının önüne geçebileceklerini ve mevcut yolların yayalaştırılmasına önayak olabileceklerini aktardı.
Comodif CEO’su Serdar Urçar, iklim krizinin dünya genelinde yaşanan politik ve ekonomik problemleri aştığını, teknoloji olmaksızın net sıfır hedefine ulaşılamayacağını vurguladı. Etkileri sınırlı ve dolaylı olsa da, Comodif gibi girişimlerin gerçek zamanlı verileri analiz ederek net sıfır emisyona erişmek için önemli birer araç olabileceğini hatırlattı: “Her şeye çare olacak mega çözümlerimiz, sihirli değneklerimiz yok. Ancak hepimizin yaptıkları bir araya gelince büyük sonuçlar alabileceğiz.”
Evreka’nın kurucusu ve CEO’su Umutcan Duman, iklim krizine yönelik önlemlerin yaygınlaşmasının ardından “yeşil aklama” (greenwashing) çabalarının da çoğaldığına işaret ederek küresel ölçekte hayata geçirilecek yasal düzenlemelerin önemini vurguladı. Geri dönüştürülmüş malzemelerden üretilen ikincil hammaddeler için kıyasıya rekabet yaşandığını, radikal bir şeffaflıkla kurulacak küresel tedarik zincirlerine ihtiyaç duyulduğunu aktardı. Evreka olarak atıkları artık birer kaynak olarak gördüklerini söyleyen Duman, ortak geleceğimiz için ekonomideki lineer gidişatın teknoloji aracılığıyla döngüselleştirilmesinden başka çaremiz olmadığını hatırlattı.
Optiyol Kurucu Ortağı Ozan Gözbaşı ise ürün dağıtımı esnasında ortaya çıkan karbon salımının yüzde 20’sinin kötü planlamadan kaynaklandığına işaret etti. Rota optimizasyonu sayesinde araç sayısını ve katedilen mesafeyi azaltmanın büyük tasarruflar üretebildiğini aktardı. Gözbaşı, Optiyol’un müşterilerine sunduğu teknoloji çözümünden hareketle iyi planlamanın etkili sonuçlar yaratabildiğine ve küçük gibi görünen tasarrufların büyük faydalar sağlayabileceğine dikkat çekti.
Belediyelerde Net Zero Dönüşümü
Okan Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Dekanı Semih Bilgen moderatörlüğünde gerçekleştirilen ikinci panel, Türkiye’nin iki büyük kentinde (İstanbul ve Ankara) net sıfır hedefine yönelik uygulamaları odağına aldı.
Konuşmacılardan Prof. Dr. Haluk Gerçek, Türkiye’de yük taşımacılığının yüzde 90’ından fazlasının karayolu üzerinden yapıldığını ve karbon emisyonlarını azaltabilmemiz için önce bunu değiştirmemiz gerektiğini aktardı. Kentsel arazi kullanımı ile ulaşım planının mutlaka entegre edilmesi gerektiğini vurgulayan Gerçek, kentler kontrolsüz büyüdüğü sürece problemleri çözmenin imkânsız hâle geldiğini hatırlattı: “Motorlu araç talebinin azaltılması, mikromobilite araçlarının yaygınlaştırılması, temiz ulaşım türlerine geçişin teşvik edilmesi gerekiyor.”
İstanbul Şehir Hatları Genel Müdürü Sinem Dedetaş, İstanbul’da deniz ulaşımına yönelik talebin artırılmasını hedeflerken sürdürülebilir bir ulaşım planlaması yapmaya çalıştıklarını aktardı. “İstanbul’un 2050 yılında karbonsuz bir kent olması adına önemli adımlar atıyoruz,” diyen Dedetaş, Dünya Bankası’yla İstanbul’daki deniz ulaşımının elektrikli hâle gelmesi için yeni bir çalışma başlattıklarının ve bütüncül bir plan üzerinde çalıştıklarının haberini de izleyicilerle paylaştı.
İSPARK Sürdürülebilir Ulaşım Projeleri Yöneticisi Tanzer Kantık, mikromobilite ulaşım araçları için mevcut sistemin daha çok sahil şeritlerinde, boş zaman aktivitelerine hizmet edecek biçimde tasarlandığını hatırlattı. İstanbul’daki bisiklet filosunu hatırı sayılı ölçüde büyüttüklerini ancak net sıfır için ihtiyaç duyulan paradigma değişiminin ancak kamu-özel sektör işbirliğiyle hayata geçirilebileceğine dikkat çekti.
Ego Genel Müdürlüğü Proje Koordinatörü İsa Coşkun, AB işbirliğiyle geliştirdikleri proje sayesinde elektrikli bisikletleri Ankara için yeni bir ulaşım modu hâline getirdiklerini, bisikletli ulaşımı otobüs ve metro sistemlerine entegre etmeye başladıklarını aktardı. Mevcut bisiklet filosunu geliştirmek için çalıştıklarını, daha yaşanabilir ve insan odaklı Ankara’yı canlandırmayı planladıklarını söyledi.
WRI Türkiye Kentsel Hareketlilik Yöneticisi Merve Akı ise gerçekçi bir yaklaşımı benimsememiz gerektiğini ve doğru altyapıları sunmadan kullanıcı alışkanlıklarının değiştirilemeyeceğini hatırlattı. Arazi kullanım politikasıyla uyumlu ulaşım altyapıları geliştirmek, iklim komisyonlarında belirlenen eylem planlarını uygulamak zorunda olduğumuzu vurguladı.
Net Zero Dönüşümünde Kurumlar Arası İşbirliği
Fark Labs CEO’su Haluk Akçalı’nın moderatörlüğü üstlendiği üçüncü panelin ana teması, net sıfırın zorunlu kıldığı kapsamlı dönüşümde kurumlar arası işbirliğinin rolüydü. Panelin tüm konuşmacılarının halihazırda birbirleriyle işbirliği hâlinde çalışması da dikkate değerdi.
İBB Başkan Danışmanı İbrahim Orhan Demir, net sıfır dönüşümünde önce kaynağa sonra da yerel ve merkezi yönetimlerin işbirliğine ihtiyacımız olduğunu söyledi. En önemli işbirliğinin de İstanbul’da yaşayanlarla olacağını hatırlattı, ayrıca bu dönüşümde, ulaşım ve altyapısı bakımından Adalar’ın bir laboratuvar olarak kullanılabileceğine dikkat çekti.
Fuudy Kurucu Ortağı ve CEO’su İlker Baydar, hız ve güven konusunda farkındalık yaratmak üzere ilk günden beri elektrikli araçlarla teslimatı tercih ettiklerini söyledi. Ancak bununla yetinmeyeceklerini üye işyerlerinin atık yönetimine de katkıda bulunarak döngüsel ekonomiyi canlandırmayı hedeflediklerini aktardı.
Yapıdrom Operasyon ve Pazarlama Genel Müdür Yardımcısı Ersoy Soyer, afet alanlarında mikromobilite araçlarının kullanılması üzerine çalıştıklarını belirtti. Mikrobilite alanındaki tüm oyuncuların birlikte hareket etmesi gerektiğini hatırlattı: “Tüm ulaşım biçimleri aynı plana dahil olduğunda verimlilik ve sürdürülebilirlik konuşabileceğiz.”
Rakun Mobilite Pazarlama Direktörü Gizem Karagöz, hem yemek hem de perakende sektöründe hizmet eden birçok firmayla görüştüklerini, işbirlikleri geliştirdiklerini, ihtiyaca yönelik çözümler ürettiklerini aktardı. Ancak işbirlikleri kadar altyapıya ve regülasyona da ihtiyaç duyulduğuna dikkat çekti.
MobiQu kurucusu Selçuk Koçhan, getirdikleri en büyük yeniliğin firmaların teslimat süreçlerini optimize etmek ve maliyetlerini aşağı çekmek olduğunu aktardı. En az maliyetin de işbirliği geliştiren tüm tarafların sürdürülebilirlik hedeflerine hizmet ettiğini ifade etti.
Net Zero’da Yatırım & Net Zero Ekonomisi
Net sıfır ekonomisinin büyüklüğünü ve finansman ihtiyacının değerlendirildiği dördüncü panel, Etki ve Yatırım Stratejisti İlkay Demirağ’ın moderatörlüğünde gerçekleşti.
Garanti BBVA Direktörü Çağrı Koray Öztopçu, “Türkiye’deki finansman sistemi net sıfır hedefini nasıl destekleyebilir?” sorusuna “uçtan uca finansman” çözümüyle yanıt verdi. Bütünleşik bir yaklaşımla elektrikli araçlar, şarj istasyonları, mikromobilite araçları ve güneş enerji sistemlerini hem üretici hem de tüketici tarafında uygun faizle finanse etmek üzere çalıştıklarını aktardı. Tüketim alışkanlıklarının yakın gelecekte değişeceğini, paylaşımlı modellerin yükselişi sürdüreceğini hatırlattı.
Fark Labs Kurucusu Ahu Büyükkuşoğlu Serter, dünya üzerinde dağıtılacak yeni kapitalin yaklaşık %80’inin mobilite varlıklarına gideceğini hatırlattı. Yeni fırsatları ancak yeni fikirlere ve işbirliği olasılıklarına odaklandığımızda yakalayabileceğimizi vurguladı: “Merak kabinemizde öğrenmek istediğimiz konulara yatırım yapmaya başlıyoruz, bunların kendi alanımızla ilgili olması da önemli değil. Ama zamanla birbiriyle ilgisiz görünen şeyler birbirine bağlanmaya başlıyor. Her şeyi kendimiz keşfetmemeliyiz. Birlikte nasıl yaparız, hangi fırsatları yaratabiliriz diye konuşmalıyız.”
Coşkunöz Holding Ar-Ge ve İnovasyon Direktörü Volkan Akıncı, klasik üretimi iyi bilen ama girişim sermayesi gibi yeni bir alana hakim olmayan şirketlerin uygun finansman bulduklarında iyi bildikleri alanda kalmayı tercih ettiklerinin söyledi. Özel sektörün öncelikli ihtiyacının da tedarik zincirlerini net sıfır hedeflerine uygun finansmanla buluşturmak olduğuna, yaygın etkinin böyle üretilebileceğine dikkat çekti.
TTGV Genel Sekreter Yardımcısı Hanzade Sarıçiçek, “Net sıfır ekonomisine nasıl bir katkıda bulunuyorsunuz?” sorusuna “iklim teknolojilerine yatırım yaparak” yanıtını verdi. Net sıfır hedefine ulaşmanın pahalı bir süreç olduğunu hatırlatarak, bu alanda bazı iklim etkilerini azaltan, iklime uyumu artıran ve iklimin sonuçlarını yöneten öncül projeler hayata geçirmek için yeni yatırım programları tasarladıklarını aktardı.
Net Zero Heroes: Mobility Success Stories
Etkinliğin dördüncü paneli, Fark Labs Fonlar ve Strateji Yöneticisi Ömer Hantal’ın moderatörlüğünde İngilizce olarak gerçekleşti. 4 farklı kurumdan temsilciler ilham verici başarı hikayelerini, izleyicilerin bakış açısını genişletecek sunumlar eşliğinde izleyicilerle paylaştılar.
Cecille Lavigne, Türkiye’deki şirketlerin Fransa’da iş kurmasına yardımcı olan Fransız kamu ajansı Business France Türkiye adına söz aldı. Fransa’daki iş ve yatırım fırsatlarının yanı sıra Karsan, Getir Fransa ve DUCKT gibi şirketlerin başarı hikayelerine değindi.
Judith O’Meara,EIT Urban Mobility’nin Arvupa Birliği ölçeğindeki projelerine odaklandı. Net sıfır hedefiyle geliştirdikleri işbirliklerini ve 2050’ye kadar tüm AB şehirlerinin karbon-nötr olmasını öngören “Net Zero Cities” programının ayrıntılarını paylaştı. Ayrıca H2GO, BICIFICATION, e-ULTIMATE ve ZEUS gibi EIT Urban Mobility’nin iddialı ve çok paydaşlı projelerini anlattı.
ACTON CTO’su Gökşen Atalay, Fark Labs’de doğup dünyaya açılan şarj istasyonu ünitesi DUCKT’ın heyecan verici hikayesini anlattı. Ayrıca şehir elektrik şebekesine bağlı olmaksızın çalışabilen, yeni Ar-Ge projeleri Energy Autonomy’nin bazı ayrıntılarını izleyicilerle paylaştı.
Fraunhofer IPT Teknoloji Direktörü Toni Drescher ise geçmişte egemen olan mantık sistemleriyle geleceğe hükmedemeyeceğimizi, yeni bir vizyona ve ufka ihtiyacımız olduğunu vurguladı. Soğuk Savaş’ın ardından ABD ordusunun güvenlik ortamını tanımlamak üzere kullandığı “VUCA” (Volatile/değişken, Uncertain/belirsiz, Complex/karmaşık, Ambiguous/karışık) kavramını Vision/vizyon, User Priorities/kullanıcı öncelikleri, Cooperation/işbirliği, Agility/çeviklik kavramlarıyla yeniden tanımladı.
Net Zero’nun Otomotiv Sektörüne Etkisi & Yönetimi
Net sıfır ekonomisinin otomotiv sektörüne etkilerinin konuşulduğu son panelde moderatörlüğü M2i Danışmanlık’tan İffet İyigün Meydanlı üstlendi.
Vestel Genel Müdür Yardımcısı Selcen Uyguntüzel, iş yapma biçimlerinde iyileşme fırsatları olduğunu, zihinsel değişimle mevcut biçimlerin esnetilerek yeni işbirliği modelleri kurgulanabileceğine dikkat çekti. Ancak sektörde yaşanan en büyük sancı olarak işbirliği kültürünün yeterince gelişmemiş olmasını gösterdi.
Ford Otosan İnovasyon ve Yeni Girişimler Direktörü Canalp Gündoğdu, şirket genelinde net sıfır hedefine yönelik farkındalığı artırdıklarını, karbon ayakizi ölçümleme alışkanlığını yerleştirdiklerini ve bunu artık tedarik zincirine doğru yaymaya başladıklarını aktardı. Ancak Türkiye’deki rekabet anlayışı nedeniyle yeni paydaşlarla hayata geçirebilecekleri kimi projelerde zorlandıklarını hatırlattı.
Adastec CMO’su Atalay Taşkoparan ise kurulduktan bu yana net sıfır vizyonuyla iş yaptıklarını, küresel trend’lerle uyumlu çalıştıklarını, net sıfır hedefine ulaşmak için iş yapma biçimlerinden ürün geliştirme yöntemlerine kadar değişim gerektiğini vurguladı. Ayrıca otonom sürüş teknolojileri alanında uzman seviyesinde insan kaynağı yetiştirmek üzere üniversiteli gençlere önemli yatırımlar yaptıklarını anlattı.
#Connect4Mobility etkinliği, 26 Ekim Çarşamba günü girişimlere ve yatırım fırsatlarına odaklandi. EIT Urban Mobility RIS Hub Türkiye tarafından yürütülen INNOMOTION Hızlandırma Programı’nın Startup Demo & Yatırımcı Günü’nde yenilikçi fikirleriyle net sıfır hedefine katkıda bulunmayı hedefleyen 12 girişim demo sunumlarını yaptılar. Almanya, Hollanda ve İngiltere’den kamu temsilcileri de sunum yapan girişimlerle bu Avrupa ülkelerindeki büyüme ve finansman fırsatlarını anlattılar ve içgörülerini paylaştılar.