“Başarılı bir insan olup olmadığınızı belirleyen şey insanların hayatında bir değişiklik yaratıp yaratmadığınızdır” demişti ünlü biotech girişimcisi Elizabeth Holmes. Şimdilerde ise İnsanların hayatında yarattığı bu değişikliklerin iyi niyetle mi yoksa art niyetle mi yaptığı konuşuluyor.
Çıktığı zirveden düşen bu girişimcinin zirveye çıkış hikayesine bir bakalım. Henüz daha 7 yaşındayken kendi zaman makinesini tasarlamasıyla başladı Holmes’un hikayesi. 9 yaşına geldiğinde mottosu hazırdı bile “ciddiyet ve kararlılık” ile geleceğin milyarderi olmayı hedefledi. Bu hırsı ve azmi onu hiç yalnız bırakmadı. Üniversite hayatına başladığında hayatında radikal bir değişikliğe gitti. 19 yaşında Stanford Üniversitesi Kimya bölümü 2. sınıf öğrencisiyken okulu bırakma kararı aldı ve dünyada olmayan yeni bir teknoloji yaratarak kendi şirketini kurdu; Theranos
Theranos (therapy and diagnose) 2003’te Palo Alto (Kaliforniya) da kurulan bu şirket sadece birkaç damla kanla kan gerektiren özel bir teknolojiyi kullanarak kan testlerini gerçekleştirebilme fikrine dayanıyordu. Holmes, testlerin kanser ve yüksek kolestrol gibi tıbbi durumları önceden teşhis edebileceğini savunuyordu. Aslında bu icat tıp dünyasında çığır açacak nitelikteydi. Ağır tedaviler gören kanser hastaları tarafından kan testleri için onlarca tüp kan vermek bir hayli yorucu oluyordu. Bu teknoloji sayesinde parmaktan lanset ve minik tüpler sayesinde alınan birkaç damla kanla onlarca test yapılabiliyordu. Üstelik 9.90 dolar gibi çok cüzi bir fiyata.
Hal böyle olunca Theranos dev yatırımlar alarak kısa sürede 9 milyar dolar değerine ulaştı. 2014 yılında Elizabeth Holmes tamamen kendi malvarlığıyla milyarder olan en genç kadın girişimci olarak Forbes listesinde ilk sırayı kaptı ve derginin kapağını süsledi. Ancak bütün bu başarılı işin arkasında büyük soru işaretleri vardı.
Gizlilik takıntısı kendi krallığının sonunu hazırlamaya başladı
Holmes’un gizlilik takıntısı kendi krallığının sonunu hazırlamaya başladı. Yatırımcıları ve tıp dünyası ile bilgi paylaşmadığı gibi testlerin güvenilirliği konusunda soruları da cevapsız bırakıyordu. Suçlamalar ardı ardına geliyordu. Bütün bu olayların sonunda geçtiğimiz Cuma elektronik dolandırıcılıkla suçlanan Theranos’un CEO’su Elizabeth Holmes görevi bıraktı. Bu esnada eski başkan Ramesh Balwari de soruşturma kurulu tarafınca suçlu bulundu. Holmes hakkında bulunan 11 suçlamadan 2’si doktorları ve yatırımcıları dolandırmak için komplo kurmaktan ve geri kalanı da gerçek elektronik dolandırıcıklıktan yargılanıyor. Laboratuvar testlerinden tutunda milyon dolarlara kadar…
Davayla sorumlu özel FBI ajanı John Bennett şirketin “finansal yatırımcıları dolandırmak için kurumsal bir komplo gerçekleştirdiğini ve tıbbi testlerin güvenilirliği konusunda doktorları ve hastaları yanlış yönlendirdiğini” söyledi. Holmes’un yerine şirketin yeni CEO’su David Taylor oldu. Yeni CEO Taylor olurken Holmes ise yönetim kurulu başkanı olarak kaldı.
Milyarder olma hayali pek çok hastanın testlerin güvenilirliği yüzünden yanlış sonuçlar vermesine, yanlış teşhis konulup belki de hayatlarını kaybetmelerine sebep oldu. Bir girişimci olarak en önemli unsurunu yani güvenilirliğini kaybeden Holmes krallığının sonunu kendisi getirdi.