Türkiye’de İnternet’in babası olarak anılan merhum Doç. Dr. Mustafa Akgül’ün ardından

Geçtiğimiz hafta, Türkiye’de internetin babası olarak anılan Doç. Dr. Mustafa Akgül‘ü kaybettik. Akgül, yaşamı boyunca ülkemizde özgür bir internet ortamı oluşturulması adına varını yoğunu ortaya koymuş bir internet gönüllüsüdür. Sadece internet değil özgür yazılım için de pek çok önemli atılımlarda bulunmuş, farkındalık yaratmaya yönelik organizasyonlar düzenlemiş ve insanları bu akımın içine dahil edebilmek için çabalamıştır. Açık kaynak yazılımların kullanılmasını yaygınlaştırmak adına şehir, üniversite demeden ulaşabileceği her yere gitmekle kalmamış, karşısına çıkan herkesle bilgi paylaşımında bulunmuştur.

İnternette sansüre, kimselerin yapamadığı kadar yüksek sesle karşı çıkan, akademisyenlik yaptığı İhsan Doğramacı Bilkent Üniversitesi‘nde yetiştirdiği her öğrenciye bu farkındalıkları kazandırmak için hiç durmadan çalışmış gerçek bir kahramandan bahsediyoruz.

Alternatif Bilişim Derneği’nin 2013’te hoca ile yaptığı söyleşi, kendisine atfen yazılan “Hack Kültürü ve Hacktivizm – Mustafa Akgül’e Armağan” isimli derleme kitap çalışmasında yayınlanmıştır:

“İnternet’i özgürlükler ve demokrasi bağlamında düşünmek lazım ve ülkenin kalkınması, rekabet etmesi ve kişisel gelişim açısından olmazsa olmaz olduğunun altını çizmek lazım. İnternet’i her şeyin merkezine koymak gerekiyor. İnternet ve demokrasi bağlantısı çok önemli.Ülke bir yere gidecekse, bu demokrasiyle olacak. İnternet’in sadece demokratik anlamda değil her açıdan önemli bir araç olduğunu ve kalkınmamız, bireylerimizin gelişiminde çok kritik bir rolü olduğunu düşünüyorum. Dolayısıyla İnternet’I demokrasiyle iç içe bir şekilde değerlendirmek lazım zira demokrasi olmadan da İnternet bir işe yaramıyor.”

Mustafa Akgül ismi ülkemizin bilişim çağında bir yerlere gelmesinde önemli bir kilometre taşıdır. Doç. Dr. Mustafa Akgül 1970 yılında ODTÜ İnşaat Mühendisliği, 1974 yılında ODTÜ Matematik / Yöneylem Araştırması bölümünden mezun oldu. 1981 yılında Kanada’daki Waterloo Universitesi’nden Combinatorics and Optimization üzerine doktora derecesini aldı. University of Delaware ve North Carolina State University’de misafir hocalık yapmış olan Akgül, 1987’den beri Bilkent Üniversitesi CTIS bölümünde öğretim üyesi olarak çalışmaktaydı.

İhsan Doğramacı Bilkent Üniversitesi Bilgisayar Teknolojileri ve Bilişim Sistemleri(CTIS) bölümünün saygıdeğer hocası Füsun Yürüten kendisini şu güzel sözlerle anıyor;

“Bölümümüzün babacan hocası, İnternetin babası, özgür yazılımın hamisi…. Türkiye ve demokrasi sevdasıyla en hasta günlerinde bile adanmışlıkla ufku ve ötesini görüp gösterdiği hizmetler sundu… Türkiye için çok büyük bir değerdi. Çok alçak gönüllü ve hep güler yüzlüydü… Yaktığı meşalenin onu takip eden gençlerce sürdürülmesi, onu da gittiği yerde huzur içinde tutacaktır. Işıklar içinde, güzel mekanlarda ol.. ”

CTIS Bölüm Başkanı sayın Dr. Erkan Uçar ise Dr. Mustafa Akgül’ü anma töreninde yaptığı konuşmada “İnternetin Babasını” bu eşsiz yazıyla anlattı;

“Birinci sınıf birinci dönem öğrencilerimize Bilişim Sistemleri’nin Temelleri diye bir ders veriyorum. Bu dersin başında da “Pillars of IT” yani Bilgi Teknolojilerinin Sütunları veya Temel Direkleri de denilebilecek ana yapılardan bahsediyorum. Kurumların bütün iş süreçleri ve teknoloji altyapıları; veri tabanı yönetim sistemleri, bilgisayar şebekeleri ve programlamanın aralarında bulunduğu bu temel direkler sayesinde ayakta duruyor ve hayat buluyor. Bunlar sağlam olmazsa altyapı bir noktada çöküyor. Mustafa Akgül hocamız da Türk Bilişimi’nin temel direğiydi. Hem de çok sağlam bir direkti.

O dolu dolu yaşamının son 6-7 senesini tedaviyle geçiren kaç idealist, bu zaman diliminde, hayatını adadığı idealler uğruna en verimli dönemini yaşayabilir?

Bitmek bilmeyen enerjisiyle ve başını çektiği, organize ettiği organizasyonlarla bilgiyi ve bilişimi Anadolu başta olmak üzere Türkiye’nin her yerine hem de ücretsiz götürdü. Yıllar içinde onlar yüzleri, yüzler binleri buldu ve örneğin her yıl Şubat ayında düzenlediği Akademik Bilişim’de eğitim sınıflarında oturacak boş sandalye bulunamaz oldu.

87 veya 88 yılıydı: ben Bilgisayar Mühendisliği’nde okurken aynı dönemde Endüstri Mühendisliği’nde devam eden arkadaşlarımız aracılığıyla birkaç kez Mustafa hocamızın odasını soru sormak için ziyaret etmiştik. O artık bütün bloglarda efsane haline gelen: “üzerinde bulunan kağıt yığınları nedeniyle yerdeki halının gözükmediği ancak sorduğumuz bir makaleyi o yığınların arasından birkaç saniye içinde bulduğu” anekdotu ben de bizzat yaşadım. Kendisinden ders almamış olsam da birlikte yüksek lisans ve doktora tezi yazan çok arkadaşım oldu. O yıllarda Mustafa hocayla ilgili paylaşımları hep şu şekildeydi: “odası biraz dağınıktır ama müthiş bir beyindir, en önemlisi öğrencileri ile vakit geçirmeyi, 2008 yılında ise Akgül hoca bizim bölümümüze transfer oldu. Odamda yaptığımız o ilk görüşmenin bütün detayları hafızamda taptaze yaşıyor ve sonsuza kadar da yaşayacak. 15 dk. diye başladığımız ancak 2,5 saat süren ilk sohbetimize hoca şöyle başladı: “bana haftada kaç saat hangi konuda ders yüklersen yükle ancak benim her sene düzenlediğim ulusal toplantıları organize etmeme imkan yarat!”

Ben ve bütün bölüm hocalarımız, bölümümüze katılmasını büyük onur addettiğim hocamıza o ilk günden itibaren her konuda destek olmaya çalıştık. Tabi bölüm içi neler yapabiliriz diye başladığımız o toplantı daha üçüncü dakikasında internet ve özgür yazılım toplantısına dönüşüverdi. Hayatını adadığı bu konulardan bahsederken gözlerinde oluşan parıltıyı unutmam imkansız.

Bazen yorulur bölüm toplantılarımızda ara ara şekerleme yapardı, ya da biz öyle zannederdik. Zira konunun en hararetli yerinde gözünü açar ve bomba bir yorum yapıverirdi. Günlerdir sosyal medyada çıkan haberleri ve yorumları okuyorum, şu an ismini hatırlayamadığım bir arkadaşı onun için “kıpır kıpır bir beyindi” diye yazmış. Bu tabir beni çok etkiledi: günlerdir “hocam daha iyi tarif edilemezdi” diye düşünüyorum.

Koridorda her rastladığımda “nasılsınız?” diye sorduğumda hep “iyiyim” derdi ve ardından eklerdi: “yapacak çok iş var!” İnterneti ve özgür yazılımı demokrasiyle birlikte hatta demokrasiye eş değer görürdü. Demokrasi için yapmayacağı hiç bir şey yoktu.

CTIS’deki haftalık seminerlere en erken gelir, en öne oturur ve konuşmacıyı da en çok o terletirdi. Sabah ofisini ilk o açar, gece yarısı en son o çıkardı. Ters giden bir toplumsal olay karşısında sesini ilk ve en yüksekten o haykırırdı. İlk o sorgular, o tartışır, peşini hep ve sürekli o kovalardı. Buna mukabil en sevecenimiz, en uzlaşmacımız, kendinden en çok veren, en güçlümüz hep o oldu.

Mustafa hocanın başından bu yana ve uzun bir süre taşıdığı bayrağı hep dalgalandırmalı, farkındalık yaratmaya çabalamalı ve bilgilerini aktararak eyleme dönüştürmeliyiz. Aklı ve etik değerleri merkeze koyduğu bütün çalışmalarını paylaşmalı onlardan feyz almalıyız.

Başta çok sevgili ailesine, ardından tüm sevenlerine, çalışma arkadaşlarına ve tüm camiaya başsağlığı ve sabırlar diliyorum. Işıklar içinde uyusun.” dedi.

Öğrencileri ise Mustafa Akgül’ü şu cümlelerle anlatıyor;

“Çocuklar, elinizi kirletmeden olmaz.” GNU/Linux kullanımının öğretildiği 1. Sınıf dersinde arkadaşlarımızın bir çoğu için terminal ekranında bir şeyler yapmak sıkıcı gelebiliyordu. Zorlanan arkadaşlarımızı gördükçe de “Çocuklar elinizi kirletmeniz gerek. Elinizi kirletmeden olmaz.” derdi Mustafa hocam. Ülkemizde bilişim ve onu ilgilendiren sosyal konularda elini taşın altına koyanların başında olup elini herkesten önce kirletmiş, büyük uğraşlar vermiş çok önemli bir değerimizi kaybettik. Hâlâ kabuğunuza çekilmiş, bir şeylerin kendiliğinden olmasını bekleyenlerdenseniz artık elinizi kirletin, daha özgür bir internet, daha özgür bir dünya için, Mustafa Akgül için… Evren Küçük – Öğrencisi (Ağ Teknolojileri Uzmanı)

“Mustafa hoca’nın değerini ve önemini özellikle mezun olduktan sonra çok daha iyi anladım. Onun öğrencisi olmak bir ayrıcalıkmış. Her ne kadar derslerinden geçememiş olsamda onun bilgi ve birikimi tartışılmaz. Bugün bu yazıları okuyabiliyorsak onun emeği çok büyük, yaptıkları ve değeri her zaman akıllarda kalacaktır.” Ömer Kavlakoğlu – Öğrencisi (GFDS – Satış ve Pazarlama Uzmanı)

“Milletlerin medeniyete dönüşmesinde her zaman birileri elini taşın altına sokmuş ve diğerlerine örnek olmuştur. Mustafa Akgül Türkiye’de özgür internet ve özgür yazılım kavramlarının hayatımızda yer etmesinde en çok çaba sarf eden kişidir. Çıkar ilişkisi olmadan sadece gelecek nesilleri düşünerek yıllarını vermesi ve bu adanmışlık onun neden “İnternetin Babası” ismiyle anıldığını kanıtlar nitelikte. Bize düşen ise onun kazandırdığı farkındalıkları gelecek nesillere aktarabilmek. Herkes için internet ve herkes için özgür yazılım” Emin Can Kargı – Öğrencisi (egirişim Yazarı)

İnternet Kurulu, Kamunet Teknik Kurulu, 8. Plan Bilişim Özel İhtisas Komisyonu Başkanlığı, 2. Bilişim Şurası Hukuk Komisyonu Başkanlığı ve TOBB Sektör Kurulu Üyeliği’nin yanı sıra Türkiye Bilişim Derneği Yönetim Kurulu Üyeliği ve Linux Kullanıcıları Derneği Kurucu Başkanlığı’nı yapan Doç. Dr. Mustafa Akgül 2013 yılında Türkiye Bilişim Derneği tarafından Bilişimde Yaşam Boyu Hizmet Ödülüyle şereflendirilmiştir.

İnternet Teknolojileri Derneği başkanlığını yürütmekte olan Akgül, INET-TR “ Türkiye’de İnternet ”, Akademik Bilişim Konferansları, Kamunet Konferansı, Linux Şenliği/Linux Kampı ve İnternet Haftası’nı düzenleyen ekibin başında yer almaktaydı. Mustafa hocamız aynı zamanda ilk basılı Türkçe İnternet kitabı olan “İnternet: Bilgiye Erişimin Yeni Araç ve Olanakları”nın yazarıdır. TÜBİTAK Teşvik Ödülü almıştır.

Kendisine Allah’tan rahmet, yakınlarına ve Türk bilişimine başsağlığı diliyoruz.

Konuk Yazar: Can Kargı

Güncel İçerikler