NextHorizons, Bracehealth ve Connect-ION’a yatırım yapan Proline Ventures ile özel röportaj

Bu hafta Proline Ventures Müdürü Hakan Metin Akgün ile özel röportaj gerçekleştirerek, yatırım platformunun yaptığı yatırımlarla ilgili son durumları konuştuk.

Hilmi Öğütcü: Proline Ventures’ın Türkiye’ye giriş yaptıktan sonraki sürecinden biraz bahsedebilir misiniz ve kaç girişime yatırım yaptınız?

Akgün: Proline Ventures; Türk teknoloji şirketi Proline tarafından, “Akıllı Şehirler” alanında teknoloji üreten, yüksek teknolojiyi odağına almış startuplara ve projelere yatırım yapmak üzere, bir “girişim platformu” olarak Türkiye’de Kasım 2016 tarihinde kuruldu.

Proline Ventures’ı kurmadan önce startup ekosistemini inceleyebilmek, startupların başarılı olabilmeleri adına gereksinimlerini anlayabilmek ve onların yatırımcılardan beklentilerini doğru analiz ederek ihtiyaçlara yönelik bir yatırım modeli geliştirebilmek, kurduktan sonra da yatırımlarımızı yapabilmek adına hem yurt içinde hem de yurt dışında yaklaşık 1.200 iş fikrini dinledik. Proline Ventures’ın kuruluşunun ardından da 2016 yılı sonuna kadar, yatırım yaklaşımımıza uyduğunu düşündüğümüz 3 startupa yatırım yaptık, 2017 yılının üçüncü çeyreğinde de dördüncü yatırımımızı duyurmayı planlıyoruz.

Hilmi Öğütcü: Peki yatırım yaptığınız girişimler şu an ne aşamada?

Akgün: “Proline Ventures olarak ilk üç yatırımımızda tercihimizi, kendimizin geliştirdiği mentorluk, koçluk, danışmanlık, eğitim ve iş ağı geliştirme desteklerinin tamamının tek bir noktadan verildiği “SmartMix” yatırım modeli çerçevesinde erken aşama olarak niteleyebileceğimiz girişimlerden yana kullandık. “Akıllı Şehirler” alanında yatırım yapıyor olmamız, bir diğer taraftan da donanım ve yazılımın entegre olduğu yüksek inovasyona sahip projelere odaklanmamız doğrultusunda yatırım yapabileceğimiz nitelikteki startuplarla uzun soluklu ve sabırlı bir yolculuğa çıkmamız gerektiğinin kararını verdik. Bu çerçevede yatırım yaptığımız girişimlerden yarı otonom-tam otonom robotlar geliştirmek üzere kurulmuş NextHorizons, yapmış olduğu yoğun Ar-Ge faaliyetleri sonucunda ilk ürününü 2017 yılının son çeyreğinde pazara sunmayı planlamaktadır. Bir diğer yatırımımız olan ve giyilebilir sağlık ürünleri geliştiren Bracehealth ise yatırım sürecimiz sonrasında yapmış olduğu yeni analiz ve değerlendirmeler sonucunda pivot etmeye karar vermiştir. Şu an Parkinson hastaları için giyilebilir teknoloji ürünleri üzerinde çalışan Bracehealth ilk faz ürününün prototipini 2017 yılı içinde bitirebilmeyi hedeflemektedir. Üçüncü yatırımımız Connect-ION ise otonom araçlar üzerine çalışmalarını sürdürmekte, otonom olmayan araçları otonomlaştırabilmek için sensör kiti geliştirme vizyonuyla hareket etmektedir. Bu vizyon çerçevesindeki ilk ürünlerinin testlerine 2017 yılı içinde başlamayı planlamaktadırlar.”

Hilmi Öğütcü: Yakın bir zamanda yatırım yapmayı planlıyor musunuz?

Akgün: “Önceliğimizi yatırım yaptığımız startupların büyümesine katkı sağlamak olarak ifade edebiliriz. Diğer taraftan ise kriterlerimize uygun startuplarla karşılaşmamız halinde yıl sonuna kadar iki yatırım daha yapabiliriz. Yukarıda da belirttiğim gibi 2017 yılının üçüncü çeyreğinde dördüncü yatırımımızı duyurmayı planlıyoruz.”

Hilmi Öğütcü: Türkiye’deki hedeflerinizden biraz bahseder misiniz?

Akgün: “Proline Ventures olarak en önemli özelliklerimizden bir tanesi sadece “Akıllı Şehirler” alanında faaliyet gösteren startuplara odaklanmamızdır. Bu çerçevede ağırlıklı olarak donanım ve yazılımın entegre olduğu ürünleri takip ediyoruz. Türkiye’de ilk kez uygulanan “SmartMix” modelimiz ile ABD, İsviçre, Almanya, Fransa gibi yüksek inovasyon gücüne sahip ülkelerde de startuplara işbirliği fırsatları sunuyoruz. Geliştirdiğimiz bu model ile küresel girişimcilik ekosisteminde sadece bir oyuncu olabilmek için değil, ekosistemin dinamiklerini değiştirip Türkiye’den dünya liginde startuplar çıkarabilmek amacıyla çalışıyoruz. Bu amaç doğrultusunda “Proline Ventures” yatırım modeli sürecini başarıyla tamamlayan startuplar için değerleme raporları ve ihtiyaç duydukları miktar çerçevesinde daha yüksek bir yatırım safhasına geçmeyi de planlamaktayız.”

Hilmi Öğütcü: Türkiye’yi girişimcilik alanında gelecekte nasıl bir konumda görüyorsunuz?

Akgün: “Günümüzde Türkiye’deki startuplar genellikle ilk olarak finansal kaynaklara erişim odaklı hareket ediyor ve bu nedenle en çok finansal destek alabilecekleri sermaye girişimlerine ya da melek ağlarına odaklanıyorlar, fakat yeterince destek alamıyorlar. Ancak Türkiye’deki startuplar gün geçtikçe aklın yani bilgi birikiminin ve deneyimlerin maddi destekten çok daha önemli olduğunun farkına varıyor.

Proline Ventures olarak tam bu noktada farklı bir model ile öne çıkıyoruz. Türkiye’den ve dünyadan yüzlerce startup fikrinin dinlenmesi, yüzlerce startup ile detaylı görüşmelerin ve beklenti analizlerinin yapılması sonucu geliştirilen ve ekosistemdeki tüm yatırım modellerinden farklı bir model olan “SmartMix” yatırım modelinin yaptığımız yatırımlar sonrasında startuplar için ideal bir model olduğunu da gözlemliyoruz.

Kurduğumuz bu girişim platformu ile startuplara sadece maddi destek vermekle kalmıyor aynı zamanda bilgi birikimimizi ve tecrübelerimizi de kendileri ile paylaşarak projelerini uluslararası sahneye çıkarabilmek için birlikte hareket ediyoruz.

Türkiye startup ekosistemi girişimcilik alanında pek çok doğruyu yaparak işe başlamış olup, şu an ise atılan tohumların meyvelerinin beklendiği önemli bir eşiğe gelmiş durumdadır. Ülkemiz startup ekosistemi büyük bir hızla gelişmekte, üniversiteler, teknoloji transfer ofisleri, yatırımcı ağları, kuluçka merkezleri ve hızlandırma programları startuplara iş fikirlerini geliştirebilmeleri, işlerini büyütebilmeleri için oldukça kayda değer destekler sağlamaktadır. Benzer şekilde kamusal hibe ve teşviklerin de startupların işlerini hızlandırabilmeleri için önemli faydalar sağladığını söyleyebiliriz.

Bununla birlikte iyi bir fikre, iyi bir iş planına ve iyi bir takıma sahip olan startupların sayısının ise her geçen gün artması gerektiği bir gerçekliktir. Elde edilen ve transfer edilen tecrübelerden de istifade edildiği takdirde arzu edilen başarı hikayelerinin ortaya çıkmasının mümkün olabileceğini söyleyebiliriz.”

Güncel İçerikler