Konuk yazarımız Günce Önür, dünyadaki fonları kalemine aldığı serisinde bu sefer bize Prag merkezli Presto Ventures‘tan bahsedecek.
Türkiye Girişim Ekosistemi her geçen gün yarattığı başarılı hikayeleri ile globalde adından sıkça söz ettirmeye devam ediyor. Türkiye’den çıkan Getir, Trendyol, Peak Games gibi başarılı startuplar sonrasında yabancı yatırımcıların da Türk girişimlerine olan ilgisi artıyor. egirişim’in desteği ile başladığım bu seride Türk girişimlerine yatırım yapmak isteyen yabancı fonları sizlere tanıtmak istiyorum.
Bu serinin ilkinde Prag merkezli Presto Ventures‘tan bahsediyor olacağım. Presto Ventures, girişim sermayesi BHM Group’un bir parçası olarak kurulmuş bir VC fonudur. Fonun büyüklüğü şu an 20 milyon Euro olup erken aşamadaki B2B SaaS ve derin teknoloji girişimlerine yatırımlar gerçekleştirmektedir.
Erken aşama yatırımlarda 300 bin Euro başlayan ortalama yatırım miktarını, devam yatırımlarında 1.5 milyon euro’ya kadar çıkarabilmektedir. Presto Ventures ortakları eğer yatırım tezleri ile tamamen uyum sağlayan sıradışı startuplar ile karşılaşırlar ise yatırım miktarlarını 1.5 milyon euro’nun da üstüne çıkarabildiklerini özellikle vurguluyor. 2016 yılında erken aşama girişimlere yatırım yapmaya başlamış olan Presto Ventures, özellikle derin teknoloji girişimleri konusundaki tecrübeleri ve girişimlere Avrupa pazarında büyüyebilmeleri konusunda sağladıkları destekler ile dikkat çekiyor.
Avrupa başta olmak üzere aynı zamanda Baltık Ülkeleri, Balkan Ülkeleri ve Türkiye, Presto Ventures’ın yatırım yapmayı hedeflediği bölgelerin başında geliyor. Şu anda portföyünde 20 girişim yer alan Presto Ventures, yakın zamanda portföyünden çıkacak olan exit’lere de hazırlanıyor. Presto V entures’a ulaşmak isteyen girişimler Linkedin üzerinden ya da [email protected] mail adresi üzerinden fonun yöneticilerine ulaşabilirler.
Son olarak Presto Ventures ortaklarından Roman Nováček, henüz bir Türk girişime yatırım yapmadıklarını ama Türkiye Girişimcilik Ekosistemindeki gelişmeleri yakından takip ettiklerini ve bu büyüyen ekosistemin bir parçası olmak istediklerini özellikle vurguluyor ve Türkiye’deki girişimlerin kendilerine her zaman ulaşabileceklerini ekliyor.